Paris Şehri Paris şehrinin sokakları gayet geniştir. Yan yana beş altı araba gitmek mümkün iken bazı mahallerde halkın kalabalığından üç atlı güçle geçer— dik. Güya şehirde olan cümle halk alay seyrine gelmişlerdi ve haneleri dörder beşer kat olup pencereleri sokağa bakar. Her penceresi sığışabile- ceğinden fazla kadın ve erkek ile dolmuş idi. Bu tertip ile hazır edilen haneye inülüp selâma duran asker dahi ter- tibince hanemizin önünden geçüp tamam oldukda Merşal dahi veda idüp hanesine gitti. Yine kadın ve erkek, kimi ziyaret, kimi seyretmek maksadıyle kalaba— lık halinde gelüp, hususa yemek yediğimizi görmeği pek isterler idi. ”Filân kimesnenin kızı ve filânın karısıdır; yemek yidiginüze bakmağa izninizi ri— ca eder" deyu haberler gelüp kimini del’edemeyüp naçar ruhsat verirdik. Perhizleri vaktine rastladığı için kendileri yemek yemeyüp sofranın et- rafını çevirüp seyrederlerdi. Hatırları için sabrederdik. Anlar ise yemek seyretmeyi âdet edinmişler. Faraza kralın yemek yediğini seyretmek iste- yen, varup seyretmesine izin alır, âdetleri böyle imiş. Daha garip olanı bu ki, kral yatağında nasıl yatar ve nasıl kalkar ve nasıl giyinir, seyrü temaşa ederler imiş. Bu yüzden bize dahi bu türlü tekliflerde bulunarak ağırlık verirlerdi.
Laisser un commentaire